Umut Dolu Okyanuslara

Umut Dolu Okyanuslara
Sayeban

27 Haziran 2020 Cumartesi

Allahümme İfadesi

"Allahümme" bir nida ifadesidir. Ancak Arapçada alışılagelen bir nida kullanımı değildir. Bununla ilgili Şerhu-l Muğni kitabı ve haşiyelerinden bir kaç görüş aktarımı yapmak istiyorum.


1) اللهم kelimesinde nida harfinin (يا) hazfedilmesi/silinmesi gerekir. Aslı يا الله ‘tır. Buradaki nida edatı olan يا hazfedilip yerine kendisiyle münasebeti bulunan şeddeli mim bedel olarak getirilmiştir; aralarındaki münasebet için iki gerekçe söyleyebiliriz: 1) Şeddeli mim de يا gibi iki harften oluşur. 2) يا  edatı bazı durumlarda marifeliğe sebep olur mesela يا رجل dediğimizde artık o رجل belirli biri olmuştur, aynı şekilde şeddeli mim de Himyerce de ال takısı yerine kullanılır. Örnek; يرمي ورائي بامْسَهمْ و امْسَلِمَهْ 
Hazfedilen يا edatına bedel olarak getirilen şeddeli mimim  الله lafzının sonuna getirilmesi, edebe riayet etmek ve Allah’a hitap edilirken الله lafzının önüne bir şey geçmesine engel olmak amacıyladır.
2)Diğer bir görüş kelimenin aslının الله أُمِّ (Okunuşu; Allahu ûmme) Bu “ûmme” , أمَّيَؤُمُّ fiilinin emir halidir ve manası “yönel” demektir. Kelime şöyle kullanılıyormuş الله أُمَّنا بخير (Allahu umenna bihayr) “Allah’ım bize hayırla yönel” yani “bize iyilik ver,” diye tercüme edilebilir. İşte bu söz halk arasında çok kullanıldığı için أُمَّ (umme; yönel) kelimesinin hemzesi hazfedilmiş ve اللهمَّ olmuştur.
 Bu görüşe çok mantıklı bir itiraz getirilmiştir. Eğer durum böyle ise اللهم اغفر لي (Allahım beni bağışla) diye bir cümle kurmak yanlış olur çünkü oradaki şeddeli mim bir emir (ne demiştik أُمَّ emir fiildir ve yönel demektir) fiilinden kalma bir bakiyedir yani başlı başına bir cümledir. Durum böyleyken اغفر emir cümlesi nasıl oluyor da vav (atıf harfi) olmadan kullanılabiliyor?

16 Mart 2020 Pazartesi

İ'lâl Kuralları ve Egzersizler


 أصل رَمَوْا: رمَيُوا، فقلبت الياء ألفاً لتحركها و انفتاح ما قبلها (رمااوْا) ،ثم حذفت الألف لالتقاء الساكنين فصار: رمَوْا

 و في رمت: أصله رميَتْ و قلبت الياء ألفاّ لتحركها و انفتاح ما قبلها فأصبح رماتْ فحذف الألف لالتقاء الساكنين فكان رمتْ

أما رمتا، أصله رمَيَتا و قلبت الياء ألفاّ لتحركها و انفتاح ما قبلها فأصبحا رماتا، و حذف الألف باعتبار أن التاء للتأنيث في حكم الساكن

أصل مَهْدِيٌّ: مَهْدُويٌ ، إذا اجتمع الواو و الألف و كانت الأولى منهما ساكنة قلبت الواو ياءً: فيصير مهديْيٌ - مهدُيٌّ، و يكسر الدال لمناسبة الياء المتكلم فيكون






 

15 Mart 2020 Pazar

Sülasi Mücerred Mastarları

Sibeveyhi'ye göre sülasi mücerred fiilerin masdarları 32 tanedir.

İlk olarak masdarda herhangi bir ziyade (ة، ى، ان، ا ، ا..ة، و..ة، م، م...ة) harf bulunmayan ve  aynü-l fiili sakin mastarları göreceğiz. Bu mastarların fau-l fiilerinin, sırasıyla meftuh, meksur ve madmum olarak geldiğine dikkat edin:

قَتْل و فِسْق و شُغْل
  Şimdi masdarın son harfinde ziyade bir harfle (ة) gelmesine örnek:                                                                                                                                                                 
     رَحْمَة و نِشْدَة و كُدْرَة

Masdarın son harfinde elif-i maksura (ى) gelmesine örnek:
     دَعْوَى و ذِكْرَى و بُشْرَى

Masdarın sonunda elif ve nun (ان) ziyadesiyle gelmesine örnek:
    لَيَّان و حِرْمان و غُفْران 

*Aynu-l fiili harekeli fiillere geçiyoruz, fakat hazır sonunda elif nun (ان) ziyadesiyle gelen fiilleri zikretmişken aynu-l fiili harekeli olan ve sonunda elif nun (ان) ziyadesi bulunan نَزَوان fiilini de bu arada zikretmiş olalım.  (Buraya kadar 13 vezni tamamlamış olduk) 


Aynu-l fiili harekeli ve ziyade harf almayan masdar vezinleri:     

                                                                                        طَلَب و خَنِق* و صِغَر و هُدًى
*Alt çizgi, sırasıyla üç hareke alan faul fiile uyum sağlamadığını belirtmek için koyuldu.

Aynu-l fiili harekeli ve ziyade harfi (ة) olan masdar vezinleri:

غَلَبَة و سَرِقَة

Aynu-l fiili harekeli ve ziyade harfi (ا) olan masdar vezinleri:
ذَهَاب و صِرَاف سُؤال

Aynu-l fiili harekeli ve ziyade harfi (ا..ة) olan masdar vezinleri:
ذَهَادَة و دِرَايَة

Aynu-l fiili harekeli ve ziyade harfi (و) olan masdar vezinleri:                     
                           دُخُول و قَبُول

Aynu-l fiili harekeli ve ziyade harfi (ي) olan masdar vezni:                                       
                 وَجِيف
                                                               
Aynu-l fiili harekeli ve ziyade harfi (و..ة) olan masdar vezni:               
                                    صُهُوبَة

Aynu-l fiili harekeli ve ziyade harfi (م) olan masdar vezinleri :                         
 مَدْخَل و مَرْجِع

Aynu-l fiili harekeli ve ziyade harfi (م..ة) olan masdar vezinleri :                                                             
                      مَسْعَاة و مَحْمِدَة





28 Ocak 2020 Salı

"Allah" Lafzının Kökeni

   "Allah" lafzı celalinin kökeni, Arap dilbilimcilerinin üzerinde uzlaşamadığı bir konu: Kelimenin donuk (camid, türevsiz) bir isim olduğunu dahi söyleyen var. Fakat kelimenin müştak bir kökten türetilmiş) olduğu kanaati daha yaygın. Kelimenin nereden türediği ile ilgili bazı görüşlere bakalım:

  1- Aslının الإله (el-ilâh) olduğu ancak الإله kelimesindeki "إ" harfine tekabül eden hemzenin   hazfedilip (silinip) elif lam takısındaki lâm ile idgam edildiğini (iç içe geçirildiği) ve nihayetinde الله şeklini aldığı söyleniyor.

2- Sibeveyhi'den nakledilen bir görüş işe, bu kelimenin   فِعال veznindeki إلاه kelimesinden geldiğini, hemzenin (إ) yerine bedel olarak elif-lâm (ال) takısının getirilerek الله lafzı celâline dönüştüğünü söylüyor. Bunun bir örneği olarak إناس (insanlar) kelimesinin aynı değişikliklere uğrayarak (yani kelimenin başındaki hemze yerine elif-lâm takısı getirilerek) الناس olması gösteriliyor.

3-Bir diğer görüş, kelimenin أله الرجل إلى الرجل (Adam, başka birine sığındı) kullanımındaki fiilden -ki أله dir- müştak olduğunu söylüyor.