1) اللهم kelimesinde nida harfinin (يا)
hazfedilmesi/silinmesi gerekir. Aslı يا الله ‘tır. Buradaki nida edatı olan يا
hazfedilip yerine kendisiyle münasebeti bulunan şeddeli mim bedel olarak
getirilmiştir; aralarındaki münasebet için iki gerekçe söyleyebiliriz: 1) Şeddeli
mim de يا
gibi iki harften oluşur. 2) يا edatı bazı durumlarda marifeliğe sebep olur
mesela يا رجل
dediğimizde artık o رجل
belirli biri olmuştur, aynı şekilde şeddeli mim de Himyerce de ال
takısı yerine kullanılır. Örnek; يرمي ورائي بامْسَهمْ و امْسَلِمَهْ
Hazfedilen يا
edatına bedel olarak getirilen şeddeli mimim
الله
lafzının sonuna getirilmesi, edebe riayet etmek ve Allah’a hitap edilirken الله
lafzının önüne bir şey geçmesine engel olmak amacıyladır.
2)Diğer bir görüş kelimenin aslının الله أُمِّ (Okunuşu; Allahu
ûmme) Bu “ûmme” , أمَّ
– يَؤُمُّ
fiilinin emir halidir ve manası “yönel” demektir. Kelime şöyle kullanılıyormuş الله أُمَّنا
بخير (Allahu umenna bihayr) “Allah’ım
bize hayırla yönel” yani “bize iyilik ver,” diye tercüme edilebilir. İşte bu
söz halk arasında çok kullanıldığı için أُمَّ (umme; yönel) kelimesinin hemzesi hazfedilmiş ve اللهمَّ
olmuştur.
Bu görüşe çok mantıklı bir itiraz
getirilmiştir. Eğer durum böyle ise اللهم اغفر لي (Allahım beni bağışla) diye bir cümle
kurmak yanlış olur çünkü oradaki şeddeli mim bir emir (ne demiştik أُمَّ
emir fiildir ve yönel demektir) fiilinden kalma bir bakiyedir yani başlı başına
bir cümledir. Durum böyleyken اغفر
emir cümlesi nasıl oluyor da vav (atıf harfi) olmadan kullanılabiliyor?